tag:blogger.com,1999:blog-89179954925291578312024-03-08T12:34:51.752-08:00aristoseresserra yetekAnonymoushttp://www.blogger.com/profile/14809517175358746534noreply@blogger.comBlogger47125tag:blogger.com,1999:blog-8917995492529157831.post-47326220318399602362017-11-01T05:25:00.001-07:002017-11-01T05:25:21.390-07:00UÇURUMsen vefanın anlamı<br />
yerim yurdum<br />
can evim umudum<br />
gözlerine vurulduğum<br />
yüreğimde bulduğum<br />
sakın anlamını yitirme<br />
sen masumum<br />
biriciğim<br />
aşkım<br />
küçüğüm<br />
sakın güvensizliğe yenilme<br />
nerde yitirirsen anlamını hayatın<br />
ben uçurum kenarlarındayım<br />
tutarım ellerinden korkma<br />
ikimiz içinde yer var umudumda<br />
<br />
01.11.2017<br />
serra yetekAnonymoushttp://www.blogger.com/profile/14809517175358746534noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8917995492529157831.post-17006580634064718622016-09-16T07:05:00.002-07:002016-09-16T07:05:17.424-07:00"SAHİ SEN NASILSIN?"Sahi ne satırlar yazıldı arkandan. <br />
Hiç bir satır gelmeyişine çözüm bulamadı. <br />
En son tek kelime yazıldı beyaz bir kağıda zifiri mürekkeple BİTTİ. <br />
Ve bu kadar kolaydı. <br />
Şimdi yüz ölçümü hüzün olan bir şehirde yalnızlığı paylaşıyoruz her birimiz birbirinden habersiz insanlar olarak.<br />
Daha kötüsüne yenik düşüp hırsla, kıskançlıkla kıranlar var birbirini. <br />
Sen bilmezsin buraya HAYAT deniyor. Ve her şey olabilir. <br />
İMKANSIZ diye bir şey yok. <br />
Sahi sen nasılsın?<br />
<br />
SERRA YETEK (aristoseres)Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/14809517175358746534noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8917995492529157831.post-61261020459422681652016-04-13T12:23:00.002-07:002017-11-05T23:48:04.157-08:00Sobe hani sessizlik içinde bir çığlık kopar ya <br />
yüzümüzü vurmuşuz karanlığa <br />
içimizdeki kopan çığlıkta derin bir sessizlik <br />
şöyle bir mum alevi kadar aydınlık <br />
bir odanın içinde <br />
oturmuşuz masaya <br />
elimizi tam uzatıyoruz <br />
kadeh boş <br />
tesadüf bu ya göz göze geliyoruz <br />
o karanlığın içinde <br />
içmesek de birbirimizin gözleriyle sarhoş oluyoruz <br />
senin gözlerinde acı <br />
kayboluyorum karanlığında <br />
kurtarmıyorsun bilerek beni <br />
diyorsun ki devamlı <br />
“hisset yüreğimi” <br />
Oysa ki sana daha önce karanlıktan ne kadar korktuğumu söylemiştim <br />
avuçlarım terliyor <br />
bak sesime sesimde tedirginlik <br />
ne olur kurtar beni ve kendini diyorum <br />
sense yüzünü öne eğerek <br />
karanlığın ağırlığıyla <br />
çekiyorsun gözlerini gözlerimden <br />
tam merak ederken ne söyleyeceğini <br />
kısık bir sesle "ne olur” diyorsun “hissetme artık beni" <br />
<br />
23/02/2012<br />
<br />
Serra YetekAnonymoushttp://www.blogger.com/profile/14809517175358746534noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8917995492529157831.post-2207100091891768512016-04-13T12:17:00.000-07:002016-04-13T12:17:33.013-07:00Sadece V Sanki "W" gibi hep bir olacağımızı hayal etmiştim. <br />
Ama biz hep iki ayrı "V" olduk, <br />
Bir türlü birleşemeyen.<br />
<br />
Serra YetekAnonymoushttp://www.blogger.com/profile/14809517175358746534noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8917995492529157831.post-54600858816440632312016-02-28T02:54:00.001-08:002016-02-28T02:54:31.615-08:00"AĞLAMAK" Ağlamanın kolay olduğu bu dönemde daha doğrusu ağlanacak çok şeyin olduğu halde bizi <br />
ağlamaktan alıkoyan birşeyler var..Çocukken dokunulmaz olan ağlamak büyüyünce sanki insanların müdahale etmesi gereken bir davranış <br />
bir utanç meselesi haline gelmiş. Ağır bir yük yüklenmiş çocukluktan çıkan yüreklere... Oysaki ağlamak ağlayabilmek yüreğin temizlenmesi, <br />
gözlerinden süzülen yaşların içinden dökülen sessiz kelimeler sinsilesi...belki birazda çocukluktan olgunluğa geçiş müjdesi ....<br />
Ağır yüklerin yüklendiği ağırlığı atmak için gözlerden düşen yaş müjdesi...Bu müjde bazen olur olurmadık yerde yüreğimizden süzülerek <br />
gözlerimize kadar çıkar ve gözyaşı olarak dökülür.. Dudaklarımız morarır kendimizi tutarız ya ağlamamak için o içimizde kopan bir savaştır. Her zaman<br />
..<br />
Ağlamanın yeri ve zamanı yoktur aslında mekanı da yoktur ama insanlar hep bir zaman yer ve mekan belirlemişlerdir kendi kafalarına göre.<br />
Bu genelde dört duvar arasıdır...Saklanır bütün gözyaşları "yıkılmadım" diye bilmek için güçlü durabilmek için hatta bazıları tarafından<br />
yara almamak için. Oysaki hıçkıra hıçkıra ağlayabilmektir özel olan ..Yüreğinin arınması için ağlaya bilmektir bütün mesele.<br />
Kederini gözyaşlarına dökmektir...Kadere inat hıçkıra hıçkıra göğüslemektir bütün yükleri... <br />
<br />
Oysaki insan hep utanmıştır gözlerinin yaşından sanki sırça yıkık dökük gönül kapısından dökülen sıvalardır gözyaşları ve o bu köhneliği<br />
kimse görsün istemez...Oysaki o sıvaları dökülmüş köhneliğin içindeki gözlerinin yaşlarıdır değerli olan .... Burada bir çelişki ortaya <br />
çıkar ve insan güvenmek ister gözünün yaşlarını silen ele, ellere...<br />
<br />
<br />
Bazen bir elin omuzumuza dokunmasını ve bize ağlama demesini bekleriz..Ama bu hiçbir zaman istemediğimiz, tanımadığımız bir el olmasın <br />
deriz.Yüreğimize yer etmiş belki anne sıcaklığıyla bizi anlasın bizim gözyaşlarımızı silsin isteriz. Çünki ağlamak tek kişilik bir eylem <br />
değildir. Elimizi yüreğimize koyup gözyaşlarımızı hissederken birinin acımıza ayna olmasını dileriz...Ve en çok birlikte ağladıklarımızı <br />
unutmayız...<br />
<br />
<br />
Bu bir geçiş dönemidir çocukluktan olgunluğa...<br />
<br />
<br />
SERRA YETEK (aristoseres) <br />
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/14809517175358746534noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8917995492529157831.post-74548922079300835012016-02-27T10:40:00.001-08:002016-02-28T02:55:13.200-08:00YALNIZLIK"içimizi acıtan yanlız doğmaksa biz asıl yanlışı yanlız öleceğimizi düşünerek yapıyor olabilirmiyiz".<br />
yanlızlık karanlığın en koyu lacivertiyse, gözlerimizi kör eden bir sessizlik içinde ve bize usulca söylediği tek şey<br />
sus.. sus ki yanlızlığın söylediklerini duyabilesin.içimizi acıtan <br />
ölmekse, yanılgımız iki kat artıyor olamazmı bu dünya ya doğmak suç sayılmazmı?<br />
biliyorsam namerdim bütün bu soruların cevabını ama bildiğim bir tek şey bile olsa doğru sayılmazmı?<br />
her bir ağızdan bir ses her kafadan bir düşünce çıktığında insanın dünyası daralmaz mı?<br />
korurken kalbimizi kırılmaktan suç sayılmaz mı belkide kırılmak için geliyoruz dünyaya kırmamak şartıyla.<br />
yanlızlığın yüzünün soğuk olduğunu sanırızda o bizim yüzümüz sayılmazmı?<br />
yanlızlık bir ayna gibi kendisine bizi yansıtmazmı? işte bu iki sebepten yanlızlığa düşenin yüzü soğuk <br />
elleri soğuk gözleri nemli karanlığın içinde soğukta kalmış gibi tirtir titretir içine düşenleri...<br />
hatta çok keskin bir kış ayazına bile benzetilebilir.. yanlızlıktan dudaklarımız çatlar, yanlızlıktan <br />
kalbimiz çatlar hatta yanlızlıktan gözlerimizde kan, gözlerimiz yanar. <br />
Kimine göre yanlızlık deniz de aniden çıkan bir girdap gibi dir. Alır sinsice içine insanı su yutuna kadar<br />
ve hiç bir yanlızlık girdabı en dibe vurdurana kadar bırakmaz içine çektiğini....hatta en dibe vurdurmak yetmez<br />
bu sırada su yutmalı ve iki elde havada hissetmelisin senin sonunun denizin belkide okyanusun en derin yeri olduğunu.<br />
Belkide şükretmelisin kim bilir en derini görüp hissede bildiğine çünki herkesin keşfinden korktuğu yerde durur senin kalbin.<br />
Yanlızlık kimilerine göre aşk olamaz mı ? İnsanın kendini sevdiği, kendini aldattığı sonra ayrılmak için türlü çabalar sarfettiği..<br />
Bir türlü insanın yakasını bırakmayan kalbine izin almadan oturmuş hatta orada demlenmiş bir şey yanlızlık sayılmaz mı?<br />
Bu sırada sabret diyen olur, gün sayan olur, hatta söz veren olur... Sen sabredersin, gün sayarsın, sözlerini tutarsın, yalnızlıksa<br />
sabretmez, gün saymaz, sözlerinin hiç birini tutmaz...Sen sabrederken o içini kemirir, yüreğini yer bitirir, sen gün sayarken o sonsuza <br />
kadar orada duracağını bilir. Her kafadan bir ses çıkar ve hep bir ağızdan "her gündüzün bir gecesi varsa her geceninde bir gündüzü var" denir.<br />
Sen ilk başta inanırsın bu SÖZE. Ama zaman geçtikçe öğrenirsin yanlızlığın hiç sözünü tutmadığını beklersin olmaz, gün sayarsın bitmez, ve<br />
bir bakarsın ki içindeki yanlızlık uzun süre demlenmiş bir çayın katranı gibi kaplamıştır bütün yüreğini...<br />
Herkesin dilinde tek bir kelime "yanlız doğduk ve yanlız öleceğiz"...Yanlız doğsaydık eğer annemize göbek bayığla bağlı doğarmıydık?<br />
yanlız ölseydik sevdiklerimiz arkamızdan gözyaşları dökermiydi. Her birimiz yüreğimizde bir yürek taşıdığımıza ve her yere sevdiklerimizi <br />
yüreğimizde götürdüğümüze göre öldüğümüzde de yanlız ölmemiz olası bir şey değildi ? Soruyorum şimdi size yanlız doğup yanlız öldüğümüz masalı<br />
aptalların yazdığı yalandan başka birşey olamazmıydı? Bağlanmaya karşı duranlar yanlızlıkla kalbini avutuyor sayılmazmıydı?<br />
Acınası bir durama getirilmiyormuydu insanoğlu..Ağır sözlerle üzerlerine yük yüklenmiyormu tüm insanların... İçinde yaşadığımız dünya ya<br />
herşeyi paylaşmak için gelmiyormuyduk.Parayı, sevgiyi, saygıyı, adaleti, şansı.. Kimi aptallar kurnazlık kisfesi altında insanların bütün<br />
bu duygularını sömürerek kendi çıkarları doğrultusunda sömürü sisteminin bir parçası olmuyorlar mıydı?<br />
Bir kağıdın üzerine "BEN SENİN BİR PARÇANIM" yazdım...Aslında birinin parçası olmak o kişininde sizin parçanız olduğunu düşündüğünüz <br />
anlamına gelir. İnsanoğlu bunca şiir ve sözü yazabildiğine göre asla yanlız değildi. Yanlızlık bize sevdirilmeye çalışılan bir tür sömürü <br />
sisteminin parçasıydı. Ki insan ilk önce yanlız olduğuna inandırılır ve sonra o yanlızlığın içinde kaybolduğu kabul ettirilir ve daha sonrada<br />
sanal yanlızlık sanal bir sistemle paylaşılırdı. Ta ki içinde bulunduğu bu sistemi sorgulayana kadar. Sadece sorgulamak yetmezdi inanmamak <br />
gerekirdi yanlız olduğumuza, yanlızlığın paylaşılmadığına, ve en önemliside yanlız doğup yanlız öleceğimiz olgusuna. Tanrının bile "biz" diye <br />
bahsettiği kutsal kitapta insanların "ben" deme bencilliğinden doğmuş olamaz mıydı yanlızlık? Hatta öğretilmiş bir duygu ve kabul ettirilmeye <br />
çalışılan güvensizlik duygusuyla insan beslenince zaten "biz" deme şansı kalırmıydı.<br />
Çalışmaktan yorgun düşürülmüş düşünmeye zaman ayırmayan beden yığınları olmamız bekleniyor belkide. Yanlız doğduk yanlız ölüyoruz<br />
duygusuna inandırılmış akşamları tv karşısında oturan her söylenen söze inanan her duyduğunu kabul eden hiç birşeye karşı gelmeyen <br />
bir yığın insan sürüsü.. Kendini yalnızlığa inandırmış insanlar topluluğu ... <br />
Hiçkimseye anlatmadıklarını milyonlarla paylaşabilen sahte cesurlar ....Bütün bunların içinde " bu zamanda insana güvenilmiyor canım .... <br />
bu zamanda insanlar pek duyarsız ve yanlız" diyen sömürü sisteminin tamamlanmayan parçaları....<br />
... Her seferinde söylenen tek söz ise " bu bir geçiş dönemi" .. <br />
Uzun yıllardır bize inandırılan yanlız doğduk yanlız öleceğiz sözünün altının çizilmesi durumu. kaç metre kare evinin içinde ne kadar <br />
yanlızlık çektiğinden bahseden görgüsüzler ordusunun peşinden giden artık hayatlar sinsilesinin parçası olmaya çalışan çocuklar, <br />
gençler ve belkide bu tuzaklara kaç kez düşmüş bizler....<br />
<br />
SERRA YETEK (aristoseres)Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/14809517175358746534noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8917995492529157831.post-64623205698461245912016-02-22T06:26:00.000-08:002016-02-22T06:26:01.082-08:00"RÜYA GİBİ "deli bir keder şarkısı tutturulmuş gidiyor arkamızdan<br />
ikimiz de karanlık sokak ortasında bakakalmışız birbirimize<br />
gözlerimizde yeni bir hüzün, sözlerimiz zehirli<br />
birbirimize bakarak öldürüyoruz birbirimizi<br />
ikimiz aynı anda başlıyoruz söze<br />
aynı anda susuyoruz<br />
izin vermiyoruz bilerek birbirimize<br />
oysa ki aramızda yaşanan iki kişilik bir şey işte<br />
yağmur başlıyor biz konuşmaya başlıyoruz<br />
dudaklarımız ıslanıyor söylemek istediklerimizi susarken<br />
içimizde garip bir burukluk dilimizde sitem<br />
sessiz bir çığlık koparken yüreğimizde<br />
biz ise o çığlık kadar susuyoruz işte<br />
aynı anda yüzümüzü dönüyoruz karanlığa<br />
aynı anda adım atıyoruz uzaklığa<br />
içimizdeki çığlığı susturana kadar susuyoruz<br />
geri dönmek istesek de birbirimize<br />
kimse konuşmaya başlayamıyor işte<br />
ellerimizde yumru, içimizde çığlık,<br />
dudaklarımızda yağmur,<br />
gözlerimizde yağmur<br />
onsuz bırakma beni diyor bir yanımız<br />
bir yanımız gitmeliyim diyor<br />
oysa ki tanrı bizi birbirimizle sınıyor<br />
içimiz Aşktan yanıyor<br />
gözlerimiz dostluktan<br />
yüzümüzü aynı anda dönüyoruz<br />
uzatıyoruz ellerimizi<br />
yürekteki duvar kanıyor<br />
tam tutuyoruz ellerimizi<br />
gün ağarıyor<br />
<br />
28/12/2011<br />
Serra Yetek<br />
aristoseresAnonymoushttp://www.blogger.com/profile/14809517175358746534noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8917995492529157831.post-38121926045359595022013-11-15T08:40:00.001-08:002013-11-15T08:40:07.091-08:00Erkeklerin kadınlarla imtihanı ;)Bir dünya düşünün Kadınlar ve Erkekler var.Ama biraz farklı..Türkiyeyi ele alalım.Kadınlar yine doğurgan ve anaç ama büyük farkla.Bi düşünün Kadın doğuruyor adam evde çocuğa bakıyor.Günleri erkekler yapıyor.Parayı kadın getiriyor.Gece sokakta kadınlar var aileler erkek çocuklarını aman oğlum saat 23:00 dan sonra sokağa çıkana kötü adam gözüyle bakıyor kadınlar.bir kadının peşine takİlıp seni taciz etmesini istemiyorsan evde otur diyor.Çıkma tekliflerini kızlar ediyor.Hayaledin Bir kız diğer kız arkadaşına diyorki dedikodu yaparken üç tane çocuğa çıkma teklif ettim.Üçüylede çİkıyorum.Ahmet Mehmet Hüseyin.Ama diyor Hüseyin hoppa.Onunla evlenmem.Mehmetle gezerim.Ahmet iyi çocuk iki üç ay sonra evlenme teklif ederim.Erkekler hoşlandıkları kızın çıkma teklifini aylarca heyecan içinde bekliyorlar.Aralarında oğlum kızİn çıkma teklif etmesini bekliyorum belki evleniriz tabi teklif ederse be kanka diyor.Bir başbakanımız var kadın.Erkekler kadınların tecavüzUnden bİkmış korkmuş kendileri için yasa bekliyor.Kızlı erkekli baskında ahlaktan erkekler kötü erkek ilan edilyor.ENTERESAN olmazmıydı :)<br />
<br />
not:Ben böyle olsun isterdim bu çoğaltılabilir örneklerle.Zaten o yüzden yazdım İmtihan dedin mi böyle olur :)<br />
<br />
15.11.2013<br />
yazı:serra yetek (aristoseres)Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/14809517175358746534noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8917995492529157831.post-84481065415992631592013-11-13T08:39:00.001-08:002013-11-13T08:39:40.303-08:00 SebepSorulur mu hiç efkarın eş anlamlısı bana <br />
uzandı iki el ayrılıklara <br />
şimdi gözünü karartıp da kalanlara <br />
bir çift sözüm var.. <br />
<br />
isterseniz bir parça koparıp kaçın yüreğimden <br />
isterseniz dağ gibi durup kükreyin gönülden <br />
hangi uzanan eli geri çevirdim mi ki ben <br />
ağlıyor gönül şimdi bütün ayrılıklara <br />
<br />
gözlerim doluyorsa sebebi değil kader <br />
insanların ta kendisi <br />
yüreğim ağlıyorsa sebebi değil keder <br />
yalnızlıkların efendisi <br />
<br />
15/12/2011<br />
<br />
şiir:Serra YetekAnonymoushttp://www.blogger.com/profile/14809517175358746534noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8917995492529157831.post-42937862438724206862013-10-21T08:24:00.001-07:002013-10-31T03:05:15.073-07:00MİRASDurulur mu sanıyorsun bu karmaşa içinde dümdüz <br />
durulmuyor işte <br />
yorgun gönülde derin bir sızı <br />
gider mi sanıyorsun susmakla <br />
konuşmak desen bin türlü günah <br />
yok ki günahı kaldıracak yazı <br />
hani zorunlu ya yaşamak <br />
öyle olmuyor işte <br />
tam coşarken mutlulukla <br />
yarım kalıyor işte <br />
bir yanım hep buruk <br />
bir yanım hep yaralı <br />
bunların hepsi <br />
bir günahın bedeli olmalı <br />
çekmekle biter mi bu çile <br />
yorgun yılların içinde <br />
bin türlü günah işlemişse insanoğlu <br />
hep bir sebebi var <br />
insanoğlu bu işte <br />
günahlarından bir sızı kalır yadigar <br />
<br />
17/03/2010<br />
<br />
Serra Yetek<br />
<br />
<a href="http://2.bp.blogspot.com/-MrK18HNigwY/UmVH5WIpL7I/AAAAAAAABQU/VXa-yT5Yzrs/s1600/indir.jpg" imageanchor="1" ><img border="0" src="http://2.bp.blogspot.com/-MrK18HNigwY/UmVH5WIpL7I/AAAAAAAABQU/VXa-yT5Yzrs/s400/indir.jpg" /></a>Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/14809517175358746534noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8917995492529157831.post-22444094457437598892013-09-02T09:04:00.002-07:002013-09-02T09:04:47.743-07:00İmkansız<br />
geleceği olmayan bir günü yaşıyoruz seninle. <br />
bir sonraki güne bir anı bırakmadan, <br />
yüzyıllık bir uykuya yatmadan, <br />
sonunun uyanmak olduğunu bile bile, <br />
geleceği olmayan bir günü yaşıyoruz seninle. <br />
ellerini tutuyorum ilk önce, <br />
sonra dudakların dudaklarımda, <br />
dolaşıyoruz aklımızın alabildiğince. <br />
nasılsa sokaklar bizim, caddeler bizim, <br />
hiç öfke saçmadan, <br />
ertesi günü unutmak için, <br />
bir güne bütün anıları sığdırarak, <br />
sokaklar şahit, <br />
insanlar şahit, <br />
eller şahit, <br />
dudaklar şahit, <br />
sonunun ayrılık olduğunu bile bile, <br />
geleceği olmayan bir günü yaşıyoruz seninle. <br />
<br />
Serra Yetek(aristoseres)<br />
02/03/2010Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/14809517175358746534noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8917995492529157831.post-21175000466943812792013-08-28T09:25:00.001-07:002013-08-28T09:25:40.798-07:00KırmızıSeni hissediyorum! Aşıksın <br />
Büyüyor gitgide göğüs kafesinde suskunluğun. <br />
Onunla konuşup anlatacaksın <br />
yalnızlığının yüz ölçümünü. <br />
<br />
Büyük ihtimalle gülecek göz bebeklerin <br />
Umudunun gerçekleşmesiyle. <br />
Zaman geçecek ve Tanrı bir hikaye yazacak <br />
Sana,ona özel. <br />
<br />
Bense mutlu olacağım şarabın rengiyle. <br />
Yüreğime elimi koyup susacağım. <br />
Nede olsa yürekte şarap gibi kan kırmızı.<br />
<br />
Serra YetekAnonymoushttp://www.blogger.com/profile/14809517175358746534noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8917995492529157831.post-49496268366338398972013-08-28T02:37:00.003-07:002013-08-28T02:37:55.842-07:00Kanundağılmış gitmiş <br />
hücremin her zerresine hüzün. <br />
yüzümü sürdüğüm her dosttan <br />
bir zerre aldım. <br />
yüreğim tanıdığından beri hüznü, <br />
bütün benimle paylaşılanları topladım. <br />
adalet savaşçısı gibi <br />
bir terazide <br />
bütün paylaşılanları tarttım. <br />
hep anlatan haklı çıktı. <br />
<br />
yüksek basamaklı merdivenler gibi <br />
her attığım adım <br />
bir öncekinden daha zorlu. <br />
hayat çocukken anlatılanlar gibi değil <br />
kabullenmek, nefes almak gibi zorunlu. <br />
<br />
takılmış bütün maskeler <br />
herkes kendi tiyatro sahnesinde. <br />
kimi mutsuzluğu yaşıyor <br />
kimi mutluluğuna sarılmış <br />
kimseyle paylaşmıyor. <br />
bazıları bıçak sırtında <br />
korkuyu tanımadıklarıyla yaşıyor. <br />
<br />
yorgun gönüller denizinde <br />
herkes bir yer kapmaya çalışıyor.<br />
<br />
Serra YetekAnonymoushttp://www.blogger.com/profile/14809517175358746534noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8917995492529157831.post-43894524572589884432013-07-18T07:23:00.000-07:002013-07-18T07:24:51.838-07:00"Yüzü Güzel"<a href="http://4.bp.blogspot.com/-Zh8z6Li7R-A/Uef6ZUJyV9I/AAAAAAAABCE/IuSwfAx0vSM/s1600/images.jpg" imageanchor="1" ><img border="0" src="http://4.bp.blogspot.com/-Zh8z6Li7R-A/Uef6ZUJyV9I/AAAAAAAABCE/IuSwfAx0vSM/s320/images.jpg" /></a><br />
<br />
Kalabalığın içinde kendi elini tutan yalnızım. <br />
İstanbul yüzü gönlünden güzel şehir. <br />
Bin kez galip geldin, <br />
Bir kez bilerek mağlup olsan. <br />
<br />
//Serra Yetek//<br />
(aristoseres) 27/03/2013Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/14809517175358746534noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8917995492529157831.post-20159779539702435052013-07-18T07:09:00.001-07:002013-07-18T07:09:28.142-07:00"Misafir"değişecek her şey <br />
tam da kafanın içindeki gibi olmayacak <br />
bekle <br />
sırça köşküne bir göz atıp çıkacağım <br />
hani her şey yerli yerinde mi <br />
inan merakındayım <br />
halden anlarım aslında <br />
aslında anladım aslımın yanışının <br />
bir mum alevi gibi olmayışını <br />
benimkisi çıra gibi tutuşturup <br />
sönme derdi <br />
işte bu yüzden yüzümü çevirip kaçardım <br />
gözlerine bakmaktan <br />
eğer takılıp kalırsam aslına <br />
kendimi kaybetme korkusuyla, <br />
değişecek her şey <br />
tam da kafanın içindeki gibi olmayacak <br />
bekle <br />
sırça köşküne bir göz atıp çıkacağım <br />
hani her şey yerli yerinde mi <br />
inan merakındayım. <br />
takılırsa kirpiklerime göz yaşı <br />
içimde parçalanan yüreğimi iyi gizlerim <br />
sırça köşküne gelince <br />
ben oralara galiba uzağım <br />
halden anlarım aslında <br />
aslında anladım aslımın yanışının <br />
bir mum alevi gibi olmayışını <br />
benimkisi çıra gibi tutuşturup <br />
sönme derdi <br />
<br />
//Serra Yetek//<br />
(aristoseres) 08/04/2012<br />
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/14809517175358746534noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8917995492529157831.post-59359058091226703102013-07-18T06:36:00.000-07:002013-07-18T06:36:00.847-07:00Doğrusözün en doğrusunu söylemek isterdim sana <br />
seni unuttuğumu ama yeni bir denize yelken açmadan <br />
yeni bir kasırga yüreğimde kopmadan <br />
ağır olan bütün yüklerin üstesinden gelerek <br />
sözün en doğrusunu dosdoğru söyleyerek. <br />
Kendimi bulduğumu, gözümün önünde yok olduğunu <br />
en acısı da çabuk unutulduğunu…. <br />
<br />
//SERRA YETEK//<br />
(aristoseres)12/11/2011Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/14809517175358746534noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8917995492529157831.post-5417762434932521162013-07-18T06:29:00.001-07:002013-07-18T06:29:04.242-07:00"SANMAK"Yorgunum <br />
Sanmaktan<br />
Anlamak;<br />
Derdim.<br />
Biraz anlamasaydım<br />
Olacağına yemin ederdim.<br />
<br />
//Serra Yetek//<br />
(aristoseres)Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/14809517175358746534noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8917995492529157831.post-47284746254706323562013-05-14T11:07:00.001-07:002013-05-14T11:07:51.526-07:00YARAağır bir yürek benim ki <br />
içinde kan pıhtılaşması <br />
damarlarımdan akan keder <br />
hep engel olarak çıktı kader <br />
gel anla beni. <br />
<br />
senden ne bir beklentim var <br />
ne de bir isteğim <br />
sadece kederimi al <br />
ve kaderime yenilme. <br />
yüzümden düşen bin parça <br />
hadi gel al parçalanmış yüreğimden bir parça <br />
ve anne şevkati ile deki <br />
“geçti” <br />
<br />
Şiir:07/12/2011<br />
Serra Yetek(aristoseres)Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/14809517175358746534noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8917995492529157831.post-202927863085284152013-05-12T09:35:00.001-07:002013-05-12T09:35:59.653-07:00İhtimaller İpiYüksek ve dar bir kaldırımda <br />
yürümek gibi sen ve aşk <br />
düşmekten korkmak <br />
yüksek olduğu için. <br />
dar olduğundan <br />
düşünce tutamaman ihtimali. <br />
Neyse ki hiç haberin yok <br />
bütün bunlardan <br />
o yüzden yanımdan geçerken rahatsın. <br />
Tek sıra halinde geçtiğimiz her an <br />
ben yüzümü yana çevirip <br />
arkandan usulca bakıyorum <br />
gözlerimi ensende hissedip <br />
birkez dönüp bakman <br />
İhtimali uğruna.. <br />
<br />
Şiir:25/02/2013<br />
Serra YetekAnonymoushttp://www.blogger.com/profile/14809517175358746534noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8917995492529157831.post-26141135836748895782013-05-10T12:24:00.000-07:002013-05-10T12:25:27.235-07:00YASvur kendini yeni yollara hadi durma <br />
sor bir daha kendini aynalara hadi durma <br />
bu son yemin son haykırış <br />
bu son söz son yalvarış <br />
<br />
<br />
çek git buradan uzaklara, aldırma <br />
kanıyorken için için açtığın yaralar <br />
bu son yeminin olsun <br />
çık git hayatımdan arkana bakma <br />
gözyaşlarıma bakıp da sen aldırma <br />
giden hayallerime dünlerime bugünlerime yarınlarıma <br />
<br />
işte şimdi gittiğin günü anımsıyorum <br />
söylediğin son sözler kulaklarımda <br />
acılar biriktirdim hep <br />
bu acıdan eğilmiş omuzlarımda <br />
duymadın haykırışlarımı <br />
bense eğik omuzlarımla dimdik tuttum başımı <br />
<br />
Şiir:10/07/2009<br />
Serra Yetek(aristoseres)Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/14809517175358746534noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8917995492529157831.post-6659200264391107112013-04-28T04:39:00.000-07:002013-04-28T04:39:22.531-07:00İnsanlar Hangi Yaşta Değerli???Çok garip bir toplumuz.21 yaşında bir insana işimiz düşünce bir birey gibi davranıp,yeri geldiğinde toy,küçük ve aklı ermez muamelesi yapanlar var.30lu yaşlarındaki insanlarada artık hiç bir yeni başlangıç yapma hakkı yokmuş,yeni şanslar için yaşlıymış gibi davranılıyor.50-60 yaşlardakilere ise evine çekilmesi,kabuğunda ölümü beklemesi gerektiği fikri çok yaygın.PEKİ İNSANLAR HANGİ YAŞTA DEĞERLİ???Artık bu saçma sapan fikirlerden kurtlun.İnsan her yaşta kıymetli ve herşeyi yapabilme,gerçekleştirebilme hakkına sahip..<br />
Yazı:<br />
Serra Yetek(aristoseres)Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/14809517175358746534noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8917995492529157831.post-40360964145168893132013-04-25T03:09:00.001-07:002013-09-04T09:41:44.559-07:00DİLENCİ<br />
Geçmişe bakıp ağladığın gün <br />
beni anlayacaksın<br />
yüreğinde buruk bir acı<br />
dudakların çatlamış<br />
kendini<br />
kan kırmızı gözlerinden düşen<br />
yaşları sayarken bulacaksın<br />
kendini bulduğun gün beni anıcaksın<br />
andığın gün aşkı anlayacaksın<br />
iş işten geçmiş olacak<br />
yanında beni bulamayacaksın<br />
sızım sızım sızlayan kalbini avutacak<br />
bir can arayacaksın<br />
aradığın sana can katıcak sanacaksın<br />
yerimi kimse tutamayacak<br />
yerimi tutamadığını anladığında<br />
kafanı duvarlara vuracaksın<br />
sızım sızım sızlayan kalbini yanına alıp<br />
başka canlardan hayat çalacaksın<br />
çaldıkların yetmeyecek<br />
dilenmeye başlayacaksın<br />
aşkı dilenirken ondan bundan<br />
benim kıymetimi anlayacaksın<br />
<br />
Şiir: 10/03/2010<br />
Serra Yetek(aristoseres)Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/14809517175358746534noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8917995492529157831.post-9996754806185461632013-04-09T02:49:00.000-07:002013-04-09T02:49:24.882-07:0015 Ay<br />
Her gittiğinde<br />
Duvara,tezkere bekleyen asker gibi<br />
Bir çizgi çektim<br />
Tezkere günü gelince<br />
Anladım ki gelmeyecektin<br />
Ama ben seni yinede 15 ay<br />
Yüreğimi kıpırdatmadan<br />
Hazırolda bekledim...<br />
<br />
28/10/2011<br />
Serra YetekAnonymoushttp://www.blogger.com/profile/14809517175358746534noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8917995492529157831.post-59344627940792714862013-03-29T08:25:00.001-07:002013-03-29T08:25:50.487-07:00Nedamet<br />
ağlıyor bak sen giderken bütün ağaçlar. <br />
yemyeşil göz yaşları yerlerde <br />
diyorlar ki hep bir ağızdan ne olur ne olur gitme. <br />
içimizde hepimizin bir korku var <br />
hepimizin yürekleri ağzımızda <br />
diyoruz ki ne olur sun iyi düşün ve gitme. <br />
o sarı saçlarını savururken rüzgarda, <br />
gel tut ellerimizden. <br />
tut ki dinsin kederimiz, <br />
tut ki biz bir yol ortasında kalmış aşık köleleriz, <br />
gel ver ellerini aydınlığa kavuşsun günlerimiz, <br />
gel ver ellerini dinsin içimizde kanayan kederimiz. <br />
ağırladık bu güne kadar hüznü, <br />
ağladık deliler gibi hüzünden <br />
şimdi kim kurtaracak bizi bilmiyorum <br />
bu karanlık bu ayrılık gününden. <br />
<br />
Şiir:19/02/2010 <br />
Serra Yetek(aristoseres)<br />
<br />
<br />
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/14809517175358746534noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8917995492529157831.post-42873772768841943072013-03-29T08:23:00.002-07:002013-03-29T08:42:31.992-07:00Lâlgit <br />
bugün burada beni bırak ve git <br />
gözün arkada kalmasın <br />
tuttuğum matemli yasın adı yalnızlık <br />
içimde koptu derin bir çığlık <br />
sen de duyamazsın onlarda <br />
onlar dediğime bakma <br />
onlar ki kulakları sağır <br />
onlar ki gözleri kör <br />
nasıl anlasınlar beni <br />
nasıl anlasınlar ne hissettiğimi <br />
masal ya da ninni gibi gelir <br />
başından yalnızlık geçmemiş adama <br />
adam dediğime bakma <br />
zor, karanlık bir odanın içinde <br />
etrafta hiç pencere olmadan <br />
yalnızlık solumak <br />
ciğerine kadar çekmek <br />
oturmuşum tahta kıçı kırık <br />
bir sandalyeye <br />
eğmişim başımı öne <br />
düşünüyorum <br />
nasıl geldik bu meseleye <br />
hem düşünüyorum hem üşüyorum <br />
hem özlüyorum <br />
yalnız olmadığım günlerin kokusunu <br />
başımı göğsüne yasladığımda içimin coşkusunu <br />
bana geldiğin günü hatırlıyorum <br />
sisli soğuk bir sonbahar günü <br />
hiç beklemediğim bir anda <br />
pat diye daldın içeri <br />
gelişinden anlamıştım Aşk olduğunu <br />
git diyemedim ki <br />
ama şimdi zor geliyor, <br />
karanlık bir odanın içinde <br />
etrafta hiç pencere olmadan <br />
yalnızlık solumak <br />
ciğerine kadar çekmek <br />
oturmuşum tahta kıçı kırık <br />
bir sandalyeye <br />
eğmişim başımı öne <br />
düşünüyorum <br />
nasıl geldik bu meseleye <br />
gideli şurda 24 saat bile olmadı <br />
özlemin içimde ateş <br />
sağa dön yatamam sola dön yatamam <br />
alev alev yanar içim <br />
seni bulupta anlatamam. <br />
<br />
Kim bilir sen ne hissediyorsun dur şimdi <br />
benim gibi keder yükleyip sırtına <br />
pişman mısındır, <br />
yoksa şen kahkahalar mı atmaktasındır <br />
zormuş, karanlık bir odanın içinde <br />
etrafta hiç pencere olmadan <br />
yalnızlık solumak <br />
ciğerine kadar çekmek <br />
oturmuşum tahta kıçı kırık <br />
bir sandalyeye <br />
eğmişim başımı öne <br />
düşünüyorum <br />
<br />
Şiir:18/04/2012 <br />
Serra Yetek(aristoseres)<br />
<br />
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/14809517175358746534noreply@blogger.com0