29 Mart 2013 Cuma

Lâl

git
bugün burada beni bırak ve git
gözün arkada kalmasın
tuttuğum matemli yasın adı yalnızlık
içimde koptu derin bir çığlık
sen de duyamazsın onlarda
onlar dediğime bakma
onlar ki kulakları sağır
onlar ki gözleri kör
nasıl anlasınlar beni
nasıl anlasınlar ne hissettiğimi
masal ya da ninni gibi gelir
başından yalnızlık geçmemiş adama
adam dediğime bakma
zor, karanlık bir odanın içinde
etrafta hiç pencere olmadan
yalnızlık solumak
ciğerine kadar çekmek
oturmuşum tahta kıçı kırık
bir sandalyeye
eğmişim başımı öne
düşünüyorum
nasıl geldik bu meseleye
hem düşünüyorum hem üşüyorum
hem özlüyorum
yalnız olmadığım günlerin kokusunu
başımı göğsüne yasladığımda içimin coşkusunu
bana geldiğin günü hatırlıyorum
sisli soğuk bir sonbahar günü
hiç beklemediğim bir anda
pat diye daldın içeri
gelişinden anlamıştım Aşk olduğunu
git diyemedim ki
ama şimdi zor geliyor,
karanlık bir odanın içinde
etrafta hiç pencere olmadan
yalnızlık solumak
ciğerine kadar çekmek
oturmuşum tahta kıçı kırık
bir sandalyeye
eğmişim başımı öne
düşünüyorum
nasıl geldik bu meseleye
gideli şurda 24 saat bile olmadı
özlemin içimde ateş
sağa dön yatamam sola dön yatamam
alev alev yanar içim
seni bulupta anlatamam.

Kim bilir sen ne hissediyorsun dur şimdi
benim gibi keder yükleyip sırtına
pişman mısındır,
yoksa şen kahkahalar mı atmaktasındır
zormuş, karanlık bir odanın içinde
etrafta hiç pencere olmadan
yalnızlık solumak
ciğerine kadar çekmek
oturmuşum tahta kıçı kırık
bir sandalyeye
eğmişim başımı öne
düşünüyorum

Şiir:18/04/2012
Serra Yetek(aristoseres)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder